2009’dan bu yana 364 üniversite eğitim programı gerçekleştirmişiz. 2017 Bahar döneminde 24 programa 3.288 kişi katılmış. Bu dönemden yola çıkarak geneli yorumlamak, sorunları ve fırsatları paylaşmak istiyorum.
Programlarımızla ilgili çok kısa bilgi vermem gerekirse; hemen hemen tüm üniversite programlarımızı öğrenci kulüpleri ile işbirliği yaparak gerçekleştiriyoruz. Dört temel hedef gözetiyoruz: gideceğimiz üniversite, organizasyon ekibi/kulüp/topluluk, katılımcılar ve Academy için fayda sağlamak. Sıkı bir dokümantasyonumuz ve öğrenci dostu sistemimiz var. Öğrenci kulüplerini, görev alan öğrenci profillerini, yaşadıkları sorunları ve sınırları genelleme yapacak kadar iyi bildiğimizi düşünüyorum.
Kulüpler ile her dönem ortalama 20-25 etkinlik yapan bir kurumuz. Elde ettiğimiz bilgi ve deneyimlerden yola çıkarak “Kulüp Yöneticileri Zirvesi” adında bir eğitim programı dizayn ettik. Bu yazıda bir kısmına çok kısa değinirken, eğitimde tüm detaylara dokunarak 360 derece etkin kulüp yönetiminin temellerini atıyoruz. (Ne yapılabilir diyen bir yönetici çıkarsa, taslaklarımız hazır.)
Mevcut düzende yaşanan sorunlar
- Kulüpler,
- Faaliyet alanlarının dışında çalışmalar yapıyorlar. Popülist hareket edebiliyorlar.
- Ne olduğu belli olmayan bir organizasyonun -isteyerek ya da istemeyerek- bir parçası olabiliyorlar.
- Cazibesi olan bir yapıda değiller, doğru insan kaynağını çekemiyorlar, ekip kuramıyorlar.
- İş hayatına profesyonel yetiştiremiyorlar, teoriği pratiğe dönüştürecek planlar yapamıyorlar.
- Katılım sağlayacak öğrencilerin temel ihtiyaçlarını analiz edemiyorlar, dolayısıyla hedef kitleye uygun program dizaynı da gerçekleşmiyor.
- Ürün/hizmet – pazar uyumsuzluğundan (etkinlik – hedef kitle/potansiyel katılımcı uyumsuzluğu) dolayı programlara çok az öğrenci katılıyor. Öğrenciler programları değersiz/önemsiz görüyor. Kulüp yöneticilerinin motivasyonları dolayısıyla düşüyor, bir sonraki program daha da düşük performans…
- Gerçekleştirdikleri etkinlikleri doğru planlamıyor, performans ölçmüyor, dolayısıyla da geliştiremiyorlar. Belirli düzeyde elde edilen başarı dahi süreklilik arz ediyorsa rutinleşiyor ve seviye düşüyor.
- Görev alan, emek harcayan, değerli zamanını ayıran öğrencilere, yüksek fayda sunamıyor. Bireysel performanslar ölçülemiyor, subjektif ve kısmi tecrübe olarak kalıyor.
- Kulüp danışmanları,
- Sorumlu oldukları kulüplere yeterli zamanı ayırmıyorlar. Kişisel hedefleri doğrultusunda zamanlarını planlıyorlar.
- Kulüp çalışmalarında izin/onay ve plaket verme gibi pasif konumda yer alıyorlar.
- Kulüp görevlilerini kendi doğruları ile yönlendiriyorlar. Senaryolar üzerinden karşılaşılabilecek sorun ve fırsatları öğrencilere sunup, (kendi) doğru kararlarını vermelerini sağlamıyorlar.
- “Çocuklar da bir şeyler planlamış, uğraşıyorlar işte…” havasındalar. Önemsemiyorlar.
- Kulüp çalışmalarının planlı, sistemli yapılması için akademik destek (halbuki onlar için de güzel bir çalışma gerçekleştirme/tecrübe imkanı) sunmuyorlar.
Üniversitelerin öğrenci kulüplerine bakış açısı
Öğrenci Kulüpleri/Toplulukları neden var? Tek bir cümle ile öğrencileri pratiğe/iş hayatına yaklaştırmak. Teoriği tamamlayıcı bir role de sahip. Üniversiteler bu açıdan bakıp sahipleniyor mu? Geneli HAYIR. Hatta yasaklar da koyarak işlevlerini ortadan kaldırabiliyor. Üniversitenin en iyi PR araçlarından biri olan gönüllü organizasyonlar, bu şekilde maalesef pasifleştiriliyor. TV’lerde bangır bangır reklam döndüren bir üniversite, bünyesindeki öğrenci kulübünün [Halkla İlişkiler Kulübü(!)] etkinliğinde kayıt listesi tutmasına izin vermiyor. Al sana Halkla İlişkiler :) Bütçe ayırmayı ya da bütçe oluşturma imkanı sunmayı geçelim, salon yıpranıyor diye salon tahsis etmeyen üniversite yönetimleri var, gerisini siz düşünün…
OHAL dönemi, art niyetli öğrenciler ya da öğrencilerden istifade etmeye çalışan kurumlar dolayısı ile iyi niyet de kökten cezalandırılıyor. Kötüye bakarak sistem inşa etme bakış açısını değiştirmemiz gerekli. Yapısal önemli sorunlar var, mutlaka el atılmalı. Buralara sığmayacak örnekleri, muhataplarına her fırsatta aktarıyorum, şimdilik hızlıca geçelim…
Fırsatlar
Ülke olarak uluslararası camiada övündüğümüz tek konu sanırım genç nüfusumuz. En temel sorunumuz da nitelikli bir genç nüfusumuzun olamayışı, onları eğitememek. Kulüpler bu noktada önemli bir araç olabilir. Profesyonel kariyer öncesi en önemli basamak olarak konumlandırılır ve planlama yapılırsa, teorik ve pratikte daha iddialı gençleri ülkemize kazandırabiliriz.
- Üniversitenin adı, eğitim kalitesi kadar kulüplerin isimleri de üniversite tercih seçiminde etkili olabilir.
- Üniversiteden mezun olanların (çıktı) kalitesi/niteliği kulüp aktiviteleri ile parlatılabilir.
- Üniversite – İş Dünyası arasındaki organik bağ (kulüpler ve etkinlikleri) güçlendirilebilir. İşbirlikleri ve çıktı kaliteleri arttırılabilir.
- “Üniversitede sadece teorik anlatılıp geçiliyor” algısı uzun vadede değiştirilebilir.
- Her bir kulüp, bütünün içinde farklı bir renk ve tat sunabilir. Kulüpler arası benzeşen program rekabeti yerine birbirini tamamlayıcı, farklı lezzetler sunan programlar gerçekleştirilebilir.
- Pazarlama öğrencisi XYZ kulübünde pazarlama sorumlusu, İnsan Kaynakları öğrencisi İK direktörü ve diğer tüm bölümlerden öğrenciler, kulüpte ilgili görevi alabilirler ve teoriği pratiğe dönüştürebilirler. İş hayatına atılmadan iş hayatının dinamiklerini deneyimleme şansına sahip olabilirler.
- Öğrenciler, erken hata yaparak öğrenebilecekleri ve karşılığında çok daha az bedel ödedikleri bir sistem içerisinde potansiyellerini keşfedebilir, ailesine ve topluma rol model olabilirler.
Yazıyı daha fazla uzatmak da istemiyorum, konuyla ilgilenenlerin, kulüplerdeki görevli öğrencilerin zihinlerinde eminim fazlası canlanmıştır. Bu fırsatları nasıl yaratabiliriz kısmını ayrıca bir yazıda paylaşabilirim ya da ilgililer ile buradan görüşebiliriz. Sorunlar ve fırsatlar etrafında toplanıp kafa yormak, stratejiler geliştirmek bence zaruri. Okul yönetimlerinin de bu konuda daha fazla zaman kaybetmeden adım atmaları gerekiyor. Umarım kısa zaman içerisinde güzel örnekler görürüz.
One reply on “Öğrenci Kulüpleri Nasıl Olmalı?”
[…] yaşanılan sorunları ve fırsatları iki farklı yazıda belirtmiştim (meraklısına 1, 2). 2017 bahar dönemi sonunda, üniversitelerde gerçekleştirdiğimiz etkinlikler aracılığı ile […]