Uzun bir aradan sonra fırsat bulup yeniden yazabilmek güzel. Konumuz girişimcilik. Epey bir kaynak ve bilgi birikimi paylaşılmayı bekliyor, sizlerle ara ara paylaşımlarda bulunmaya devam edeceğim. Biraz da sizin ilgi alakanıza bağlı, sıkıştırırsanız süreçler hızlanabilir.
Takip edenlerin bildiği üzere 22 Mayıs’ta Bahçeşehir Üniversitesi’nde Academy olarak G-Talks (Girişim Sohbetleri) konferansını gerçekleştirdik. Bu konferansta girişimcilik ekosisteminin önemli isimlerini ağırladık. Her biri çok kıymetli girişimciydi. Keyif dolu ve önemli bilgi+deneyim alışverişleri oldu. Videolarını da ilerleyen günlerde talebe göre paylaşabiliriz.
G-Talks’ta planlanan sürenin dışına taştığımızı fark etmediğimiz ve hakikaten dolu dolu geçen bir seans vardı: baş rolde ise hepinizin tanıdığı bir isim: Fatih İşbecer. Seans esnasında ve sonra videosunu izlediğimde aldığım notları biraz toparlayarak aynen aktarmak istiyorum. Yorumlarım parantez içinde.
NOTLAR
- Yerli girişimciler için negatif ayrımcılık mevcut: randevu almak zulümdür. Yabancı bir girişimci xxx bankasının genel müdüründen 2 telefonda randevu alır ancak yerliler alamaz, mümkün değil. (Yavaş yavaş değiştiğini umuyoruz.)
- Müzakere en önemli araçtır. Şirketi batırabilir de zirveye taşıyabilir de. Çok dikkat etmek ve çalışmak gerekiyor. (Bununla ilgili çok araştırma yapmış ve okumuş, konuşma tarzında da bunu görmek mümkün. Üzerinde epeyce durdu.)
- İçine sinmeyen maddeyi çıkart: yaptığın anlaşmalarda sallapati maddeler olmasın. Olması gerekenler olsun ve çizgiler net olsun. Ürün/hizmet güçlüyse, şartları zorla! (Özellikle taze girişimciler için kritik bir bilgi ve deneyim paylaştı. kendine güveniyorsan şartları sen belirle. Elbette taviz vereceksin ancak üzerinde çalış, düşün, doğru yerde taviz ver.)
- Herkes wap’a yönelirken biz uygulamaya yöneldik. Çok az müşteriyi ikna edebildik ancak geleceği gördük. (Pek çok girişimci gibi kolaycılığa kaçmayıp, günü kurtarmak yerine özgün ve nitelikli bir modele yöneldiler. Netice ortada!)
- Steve jobs’un Pozitron‘da emeği çoktur. (Akıllı telefon devrimi. :) Bu sayede mobilin hayatımızdaki yeri ciddi bir ivme kazandı. Geldiği nokta ortada.)
- iPad’in çıktığı gün Apple hisseleri %4 düştü: bu cihaz tutmayacak! diye… Kendi alanınızda bütün dünya tersine söylerken, hakikaten farklı bir istikamet tespit edebiliyorsanız, inanıp, sabredip arkasında durabiliyorsanız başarılı olma ihtimaliniz var! Diğer türlü zaten ihtimal yok ancak burada var! (Üzerine uzun uzun konuşulabilir, çok kıymetli bir tespit ve örnek.)
- Kurumsal bir firma ile girişimci firmanın çarpışmasından korkmayın! Ekibinize, iş kalitenize güveniyorsanız asla korkmayın. Girişimci firma esnek olacağı için çok daha kaliteli ve esnek ürün çıkartabilir, korkmayın! (Girişimcilerin en büyük korkularından biri de fikrin çalınması, büyük şirketlerin hızla pazara girip rekabet edecek olması. Fatih İşbecer bunun bu kadar kolay olmadığını birkaç örnekle çok iyi aktardı. Büyük kurumların karar alma hızları ve yönetim mekanizması farklı.)
- Bakkal dahi olsanız teknoloji kullanmalısınız. Faks çeken adamdan uzaklaşın. Hele mali müşavir ise koşarak kaçın! :) (İşletme literatüründe: Teknoloji = Oksijen diyebilirim.)
- E-ticaret girişiminde başarı için ciddi yatırımlar şart ve klon devri bitti.
- Türkiye’de rekabet: amok koşusu! “Benim olmayan pazar ölü toprağındır!” mantığında. :) (Amok Koşusu: Malezya’da bir kadını etkilemek için erkeklerin sürekli acımasızca koşması. İçlerinden biri ölene kadar koşuyorlar. Yaşayan kazanıyor. Fatih İşceber de Türkiye’de rekabet böyle diyor.)
- Batı’da çantayı yerden kaldırmak genelde çok kolay ancak kaldırdıktan sonra rekabet nitelikli, hazır olmak zorundasın. Türkiye’de ise çantayı kaldırmak evet çok zor ancak kaldırdığın anda da rakiplerin Ahmet Efendi Mehmet Efendi, yani avantajın çok. Özgün ve nitelikli bir işi, iyi bir takımla önemli başarılar elde edebilirsin.
- Nakliyecilik Türkiye’de ne yazık ki gelişmiş düzeyde değil. Firmaların mesai saatleri e-ticaret müşterisiyle paralel değil. Girişimciler hala bunu nasıl göremez ilginç… (Kesinlikle katılıyorum, büyük açık.)
- Girişimcinin en büyük avantajı hatalı da olsa çabuk karar alabilmesi. Karar almak çok önemli.
- Büyük kurumlar yönetimin 5 milyonluk makam aracı değişikliği kararını 15 dakikada alır ancak 5 binlik yazılım değişikliği kararını 12 ayda alamazlar. (Türkiye’nin bir türlü sıçrayamamasının en basit sebebi.)
- Yönetim stratejisi olarak Türkiye’de çok derine girmeye gerek yok: kan, ter ve gözyaşı demek kafi. (Girişimcinin hali. Başarının formülü.)
- Bilmediğiniz işi delege edemezsiniz, kod bilmiyorum ancak kodlama hariç tüm operasyonlarda yer aldım ve doğru delegasyonu yaptık, yapıyoruz. (Burada da karakter ve yetenek ön plana çıkıyor, şahsi fikrim bu. Fatih İşbecer‘in meziyetleri.)
- Katılımcılardan gelen bir soru: Bir girişimde olmazsa olmaz dediğiniz bir şey var mı? Cvp:
- Girişimci :) Şaka değil gerçek. Ben 5 sene maksimum çaba, fedakarlık ile bu işin peşinden koşacağım demiyorsanız, inanmıyorsanız yola çıkmayın. (İlk 3 yıl hiçbir şey kazanmadığını iletiyor kendisi de. 5. yıldan sonra maddi ve manevi hedeflere ulaşıldığını da ekliyor ayrıca. Katılmamak elde değil.)
- Personel: Doğru adamla çalışmak çok önemli. (İK’ya çok yatırım yaptığını da ekliyor. Kesinlikle çok doğru.)
- Ekipman: En iyi ekipmanla en keyifli çalışma deneyimi. (Özellikle girişimciler, kobiler için müşteri deneyimi yaratmanın en önemli şartlarından biri de çalışan deneyimidir. En iyi şartları oluşturmak ve yönetmek kritik öneme sahip.)
Keyifli sohbetin pek çok detayı mevcut ancak yazıya dökmek zor. Mevcut paylaşım dahi girişimciler için oldukça kıymetli olacaktır. G-Talks’un diğer konuşmacılarının da notlarını ilerleyen günlerde aktaracağım. Takipte kalın ;)