Bu soruyu iki sebepten soruyorum; ilki Müslüman olmak diğeri ise Türk olmak.
Bir trend aldı başını gidiyor. Beni de bu yazıya zorladı. Aslında çok düşündüm yazıp yazmamak arasında. Ancak, samimiyetime inanacağınızı düşünerek dayanamadım yazdım.
Bu trend nedir? Bu trend: kimliğini küçük görmek, dini (affınıza sığınıyorum) hakaret edercesine küçümsemek ve küçük düşürücü bir özellikmişcesine saklamak.
Neden böyleyiz diye uzun uzun birkaç gündür düşünüyorum. Gelişmiş toplumlara olan ilgimizin bir sonucu aslında. Neden derseniz; gelişmiş toplumların islamiyete olan bakış açısını yüksek sesle ve baskın bir şekilde dile getirmeleri, İslamiyet’i küçümsemeleri ve hatta terörist olarak göstermeleri sonucu biz bırakın bir kimseye kendimize bile müslümanlığımızı söyleyemez olduk.
Bir müslüman olarak beni gerçekten inciten bir durum bu, ancak ben de dahil bir çoğumuz için geçerli bir durum olduğunu gözlemliyorum.
İslamiyet’in temel gerekliliklerinden biri de tebliğ etmektir. Ben de bilgilerimi kısaca size tebliğ etmeye çalışıyorum.
İslamiyet; medeniyettir.
İslamiyet; hoşgörüdür.
İslamiyet; affa sığınmaktır.
İslamiyet; insanlığa hizmettir.
İslamiyet; Hakk’a yolculuktur, dürüst olmak, ahlaklı olmak, değer bilmek, vefalı olmak, sevmek ve saymaktır.
Dil, din, ırk, renk ayırmaksızın eşit olmaktır. Farklılıkların tamamına saygı duymaktır.
Kadınlara verilen en büyük haktır. Sabretmek, azmetmek, istemektir.
Dua etmektir. Kılıç karşısında dahi dimdik durmaktır. Dosdoğru olmaktır.
Böyle bir felsefesi olan dini küçümsemek kimin haddine? Böyle bir dini gizlemek kimin haddine.
Gurur duyacaksak en başta böyle bir dinin mensubu olduğumuz için gurur duymalıyız. Öylesine bir din ki, Yaradan onu seçip seçmememizde dahi bizi özgür bırakıyor!
Türk olmak…
Ülkemizi ayrıştırmaya çalışan ve onların ekmeğine yağ sürenlere özellikle bir iki satır yazmak isterim.
Türk olmak; etkin kökeniniz farketmeksizin Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde doğmak demektir. Türk’üm derken kastedilen etnik köken değildir. Buradan dem vuranlara duyurulur.
Kim olursan ol önce İNSAN ol! Hiçbir etnik kökenin bir diğerine üstünlüğü yoktur. İslamiyet’te Hz. Peygamber‘in (S.A.V.) dediği gibi “Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur.”
Komplekslerimizi kenara bırakıp da bu ülkeye nasıl fayda sağlarım diye çaba sarf etmeliyiz!
Esas noktaya gelince şu söze açıkçası tavım; “Burası Türkiye, her şey mümkün.”
Evet burası Türkiye; hoşgörünün vatanı. Medeniyetlerin beşiği. Kıtalara hükmetmiş ecdadın evi. Uğruna milyonlarca insanın şehid olduğu, medeniyetlerin uğruna mücadeleler verdiği, ilim insanlarının doğup büyüdüğü CENNET VATAN.
Daha nice güzellikleri yazılır bu ülkenin ancak satırlar yetmez. İlginç bir olay ile karşılaştığınız da lütfen o sözü kullanmamaya özen gösteriniz. Tarihimize, ecdadımıza haksızlık etmeyelim.
Dünya’da binlerce tuhaflık oluyorken, biz sadece önümüzdekinden haberdarız diye bunların bize özgü olduğunu düşünmek, bu devirde yaşarken abestle iştigaldir.
Sitemkar bir yazı oldu gibi. Samimi bir şekilde düşüncelerimi paylaştım. Bilgi paylaştıkça değerlenir. Sizlerle bu ve diğer yazılarımla ilgili fikir alışverişi yapmak bana büyük keyif verir.