Güzel Leyla

Aşıkların dilindedir Leyla ve Mecnun arasındaki aşk. Aşkı tarifte ya da latife olarak siparişinde söyleriz zaman zaman Leyle ile Mecnun’un aşkını. Dipnot düşülür “Leyla güzel değilmiş aslında…”

Güzel ya da değil, kime ve neye göre? Bilenimiz var mı? Hangimiz Mecnun olduk da onun gözünden görebildik ki? İşte hikayesi;

Mecnun’un Leyla’yı delidivane sevdiğini duyan Halife Harun Reşit, Leyla’yı çok merak edermiş.

“Mecnun’u bu kadar mest ettiğine göre bu Leyla çok özel bir kadın olmalı” dermiş kendi kendine. “Öyle bir güzel ki hemcinslerinden katbekat güzel ve alımlı.” Giderek merakı katlanmış, bildiği ne kadar Ali Cengiz oyunu varsa oynamış ki, Leyla’yı dünya gözüyle bir kerecik görebilsin.

En nihayetinde Leyla’yı bulup Halife’nin sarayına getirmişler. Süsleyip püsleyip karşısına çıkartmışlar. Ne var ki Leyla peçesini çekince, Halife Harun Reşit hüsrana uğramış. Sanılmasın ki Leyla çirkin kötürüm ya da yaşlı. Ama öyle sıra dışı bir cazibesi yokmuş açıkçası. Sayısız diğer kadın gibi o da kusurları olan bir faniymiş işte.

Halife hayal kırıklığını saklayamamış. “Leyla Leyla dedikleri bu mu Allah aşkına? Mecnun bunun neyine vurulmuş ki? Alelade bir kadın. Ne farkı var ötekilerden?”

Bunu duyan Leyla gülmüş. “Evet, ben Leyla’yım ama sen Mecnun değilsin ki” diye cevap vermiş. “Sen beni bir de Mecnun’un gözlerinden görebilsen. Sanma ki başka türlü aşk denen sırra erebilesin.

Bu büyük aşkın en büyük dersi de bu değil mi? Yaşamımızda da, mühim olan, birbirimize hangi gözle baktığımız. Yürekten çıkar, göze yansır, durduramaz isen söze dökülür. Sevgi varsa o yürekte, sabır olur, af olur!

 

Leave a Reply

%d