Mümkün.
OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) 2014 raporuna göre Türkiye en çok çalışan ülke. Kulağa iyi geliyor olabilir ancak çok çalışmak günümüzde pek iyi bir anlam ifade etmiyor. OECD’nin raporundaki veriler oldukça ilginç. İlk veriye (soldaki) bakarsak haftada 50 saatten fazla çalışanların oranı Türkiye’de 40.4 iken en yakınımızdaki Kolombiya’da 30.9, Güney Kore’de %23.1, İsrail’de 16.4, Almanya’da ise 8.9.
Çok çalışıyoruz. Peki ne üretiyoruz?
Tek bir veri üzerinden analiz ve yorum yapmak yanlış olur, sonuçları üzerine kıyas yapabileceğimiz bir veri (sağdaki) daha ekleyelim: çalışılan saat başına düşen GDP (Gross Domestic Product, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla). GDP/saat olarak kısaltacağımız bu rakamlar bir ülkenin ürettiği değerin saatlik karşılığını gösterecek. Türkiye’nin GDP/saat değeri $29, Güney Kore $32, İsrail $34, OECD ortalaması $41, Almanya $59, liste başında ise Lüksemburg $79 ile bulunuyor. Özetlediğimizde daha çok çalışarak daha az değere sahip üretim yapıyoruz.
Yüksek katma değerli üretim
Politikacıların, ekonomi yazarlarının, sanayicilerin dilinde dönen “yüksek katma değerli üretim” sözünü mutlaka duymuşsunuzdur. Hepimiz koro halinde söylüyoruz ancak “nasıl” olacağı hakkında plan, program, strateji geliştirme konusunda zayıfız. Yüksek katma değerli üretimin yaratacağı fark nedir, bunu da küçük bir örnekle paylaşalım:
- Singapur‘un nüfusu 5.5 Milyon, kişi başına düşen yüksek teknoloji ihracatı $26.000.
- Türkiye‘nin nüfusu ise yaklaşık 80 Milyon ve kişi başına düşen yüksek teknoloji ihracatı $29.
Meşhur sözümüz vardır “Bir Türk dünyaya bedel.” diye, buradan yola çıkarak 1 Singapurlu yaklaşık 900 Türk yapıyor. Bu örneği bireyselleştirerek çalışma verimliliğimizi sorgulamaya başlayabiliriz.
Daha az çalış, daha çok kazan
Parkinson Yasası şöyle diyor: “Bir iş, daima, bitirilmesi için kendisine ayrılan sürenin hepsini kapsayacak şekilde uzar“.
Bu süreyi kısaltırsak? Odaklanmak, etkili olmak durumunda kalıyoruz. İş kalitemiz, performansımız paralel olarak artıyor. Aynı işi daha kısa zamanda daha kaliteli olarak yapabiliyoruz. Daha az iş, daha yüksek çıktı, daha yüksek kazanç.
Formula 1 pilotlarının kazaları çoğunlukla düşük hızlarda olmaktadır. Kazaların temel sebebi düşük konsantrasyon. Yüksek hız ile alıştıkları yüksek konsantrasyondan düşük hızlarda kayboluyor.
İsveç‘te yapılan araştırmada daha az çalışmanın (günlük 8 yerine 6 saat) pek çok pozitif etkisi görülmüş. İşten ayrılmalar daha az, ev ve iş arasındaki denge daha sağlıklı, çalışanların mutluluk seviyeleri yüksek, dolayısıyla verimlilik ve yaratıcılık da daha yüksek(1). Verimsiz ve fazla çalışmanın çalışan sağlığına ve sağlık harcamalarına yönelik negatif etkileri olduğu da araştırmalarda çıkmış (2).
Türkiye’deki durum
Ülkemizdeki bakış açısı ise verimlilik ve iş kalitesi odaklı değil, zaman odaklı. 8 saatte kaliteli bir iş çıkması yerine işçi 4 saat daha dursun, 12 saatte vasat bir iş çıkarsın. Çıktı kalitesi değil, işçinin mesai süresi ne yazık ki ilk sırada. Hal böyle olunca iş kalitesi, işe bağlılık, çalışan motivasyonu ve mutluluğu da dip yapıyor. Katma değeri yüksek üretim ve verimli çalışmanın en önemli halkası kopuyor.
Türkiye’deki duruma kış saati uygulamasının bu yıl uygulanmaması ile birlikte mesaiye gitmek için pek çok çalışan hava karanlık iken evden çıkıyor, hava kararınca zor bela evine dönebiliyor. İstanbullular için trafiği de göz önünde bulundurursak durum daha da vahim. Moralsizlik, bitkinlik, yılgınlık gibi temel sonuçlar, çalışanların yaşamlarındaki pek çok alanı direkt etkiliyor ve kalitesiz bir yaşama mahkum ediyor.
Kendi çözümlerim
Hedefim daha kaliteli işler çıkarmak; Academy ile kaliteli eğitim, danışmanlık hizmetleri ve Hemenyika.co tarafında ise saha çalışmaları. Güne sığdırmak, her gün çalışmak gibi bir hedefim yok. Çalışma günlerimi doğru planlıyorum. İşin niteliğine odaklanarak keyif aldığım işleri daha kısa zamanda etkili bir şekilde icra etmeye çalışıyorum. Kendime, sosyal hayatıma daha fazla zaman kalıyor. Bu zaman dilimlerini de ayrıca kendime yatırım olarak kullanıyorum, farklı beceriler kazanmaya çalışıyorum.
Yaptığım işlerin çıktılarını ölçüyorum. Daha mutlu müşteriler, iş ortakları ve çalışanlar beni daha da motive ediyor. İşime odaklanarak daha az süre çalışıp, daha nitelikli işler ortaya çıkararak daha fazla kazanıyorum.