Hani çocukken 1 numara büyük alırlar da seneye de giyersin derler ya.. O cinsten bir pabuç bu.
Tabi büyük bir pabuç her zaman seneye de giyilmek için alınmaz. Ya da büyük numara giyenler her zaman bu sebepten ötürü giymezler.
Anlatacağım hikaye gerçek bir yaşam öyküsü. Bizzat tanık olduğum ve uzun zaman sonra yazmalıyım dediğim gerçek yaşamdan bir kesit.
Ortaokul yıllarındayım. İlkokuldan beri spora olan aşkım o dönemde atletizm ile kesişmişti. Atletizm yarışmalarında 400 ve 3000 metre koşuyorum. Fena sayılmayan dereceler de elde ettim. Ancak bir dostumun hikayesi beni derinden etkilemişti.
Yarışma öncesi yarış kıyafetlerimizi giyerken arkadaşlarımdan birinin ayakkabısı gözüme çarptı. Ayakkabı biraz fazla büyük görünüyor ve içerisinde (burun kısmında) sıkıştırılmış pamuk bulunuyordu.
Çok ilginç bir resimdi o an için. “Bir taktik mi acaba?” diye bile düşünmüştüm. 85 Kişilik Türkiye Şampiyonasında 14. oldu!
Okunmuş pirinç sonrası acaba okunmuş pamuk mu diye düşünmedim değil. :)
Bir sonraki yarışta daha küçük ayakkabılar ile gördüm, dikkat ettim ve pamuk yoktu. Aha bu sefer geçerim dedim :)
Mevsim kış, yarış şehir parkurunda yapılıyor ve ayakkabıları bu sefer farklıydı, bezdi. Dikkatimi verdim ve bu sefer de ayakkabıların tabanının yırtılmış olduğu, sonradan dikildiği net bir şekilde görülüyordu. Ben ise bu yarışta az miktarda da olsa pamuklu bir yarış çıkartacaktım. :)
Yarış bitti, derecesi 4.’lük!..
O gün bugündür şu dersi çıkarttım kendime; asla bir yarış içinde olma, HAYAT (Kendin) İLE MÜCADELE ET, VE EN İYİSİ İÇİN ÇABALA!..
Bugün önemli bir şirketin yöneticisi. Geleceğe damga vuracağından da şüphem yok, çünkü yarışı HAYAT (Kendisi) İLE!..
NOT: Kendisi ile yakın zamanda görüştüğümde sohbetimizde o günleri konuştuk, ilk yarıştaki ayakkabısı babasına ait (kendisi 38 giyerken 42 numarayı pamukla doldurarak giymiş), ikinci ayakkabı ise pazardan alınmış ve bugünün parasıyla 10 TL’lik bez ayakkabıymış. Yırtılmış ve yarış sabahı erken kalkıp dikmiş. Ne ilginç!
Hayatın size sunduklarından çok sizin sahip olduklarınızla ne yaptığınız daha önemlidir.